Topuk Dikeni ve Topuk Dikeninin Tedavisi
Topuk Dikeni ve Topuk Dikeninin Tedavisi
Hayat kalitesini yok eden hastalıklardan biridir topuk dikeni. Uzun süre hareketsiz kalma ya da tam tersi uzun ve yorucu bir iş yaşamının ardından bize kalan acı bir hediyedir. Acı diyorum çünkü ayak tabanına özellikle sabah uyanmakla başlayan ve yataktan çıkmak istenmeyecek hatta korkar hale getirecek bir hastalık çeşididir.

Topuk dikeni nedir?
Ayağın topuk kısmında meydana gelen kalsiyum birikmesidir.
Bu topuk dikeni ayrıca ayakta uzun süre kalmanızı sağlayan mesleklerden biri olan sporcularda, özellikle maraton koşucularında ve atlama sporu yapan atletlerde çok görülmekle birlikte balerin ve aerobik gibi dansı iş olarak yapanlarda sıklıkla görülür. Topuğa ve bağ dokusuna fazla yük bindirdiğinden de bir meslek hastalığıdır.
Topuk Dikeninin Diğer Sebepleri
*Düz tabanlık ya da ayak kemerinin normalin üstünde olması,
*Yanlış ayakkabı seçimi (yüksek topuk),
*Fazla kilolu olmak,
*Ayakların içe ya da dışa basma şeklinden,
*Ayak kemiklerine ve bağlara aşırı yük bindirerek yürümek,
*Ve bazı iltihabi hastalıklar sayılabilir.

Topuk Dikeninin Belirtileri
Topuk dikeni ekseriyetle sabah uyanınca ayakta ve bilekte ağrı ve yürüyememe şeklinde kendini gösterir. Yine uzun bir şekilde oturmak ya da uzun süre ayakta kalmak da yine topuk dikeninin belirtileri arasındadır. Bu da daha sonrasında yalpalayarak yürümek gibi yürüme bozukluklarına neden olur.
Topuk Dikeninin Anlaşılması
Topuk dikenini diğer ağrılardan ayıran ise sadece ayağın topuk kısmında olmasıdır. Kimi topuk dikeni ayağın dışından anlaşılsa da kimi de ancak röntgen ile görülür. Bu durumda doktor hastanın fazla ayakta kalmamasını, yine ayaklarına germe hareketleri yanında bir de topukluk kullanmasını önerir.

Topuk Dikeni Tedavisi
Topuk Dikeni için ortopedist hekiminden randevu aldığınızda ilk önce size ağrıyı ve iltihabı kesen ilacın yanında bir de ağrıdığında sürmeniz için ağrı kremi verir. Bu küçük çaplı topuk dikeni içindir. Geçmediği takdirde bir fizyoterapistten randevu alman önerilir. Genelde bu 5 seanstır ve burada topuktaki dikeni kırma yapılır ki bu da ESWT ile mümkündür. ESWT, bir şok dalga tedavisidir. Bu tedavi biraz ağrı vericidir. Yine mi geçmedi? Bu kez Hilterapi (yüksek yoğunluklu lazer tedavisi) uygulanır. Bu da 3-5 seans olup ve 10 ilâ 20 dakika sürer ama ESWT’den farkı acısız olmasıdır. Yine lokal kortizon ve trombositlerden zengin plâzma enjeksiyonları da yine topuk dikenini yok etmeye yönelik bir tedavi şeklidir. Bu iğne hastaya kendi kanından hazırlanır. Yine de geçmezse en son çare hastanın ameliyata alınıp topuk dikeninden kurtulması sağlanır.
Yeni görüştüğüm bir Fizik Tedavi Hekimi ise bana ” Biz hastaya bir yandan silikon topukluk, ortopedik ayakkabı ya da egzersiz önerirken bir de onlara iyileşmesi için kortizon iğnesi yapamayız. İğnenin bağışıklık sistemini yok etmesi yanında bir de ayaktaki yağ dokusunu yok etme özelliği var. Ayrıca kemik süğmesini yok edelim derken gerçek kemiği eritme gibi durum meydana gelebilir” dedi. Asla iğneyi hastalara önermiyor.

Alternatif Tıp
Bir soda şişesini ya da buzlu bir su şişesini yine ileri geri 15-20 dakika gibi sürelerle hareket ettirmek ayak topuğunda oluşan bu kemik süğmesini yok etmektir amaç.
Başka bir çaresi de;
Gece uyumadan önce çok iyi bir şekilde limon kolonyası ile ıslattığınız bir peçeteyi streç filmin üzerine koyup ayağınızı sarıp uyumak. Sabahleyin uyandığınızda ayağınız bembeyaz ve sert bir şekilde olacaktır. İşte o zaman edineceğiniz bir mermerin köşesine ayağınızı sanki bir şeyi eziyormuş gibi hareket ettirerek oradaki kalsiyum birikintisini (kemik süğmesi) yok etmektir. Gerçekten çok acı veren bu yöntem sabrettiğiniz takdirde ağrıların zamanla azaldığını ve yürümeye başladığınızı fark edeceksiniz.
Geçmiş Olsun!
Her zaman dediğim gibi önemli olan hasta olmak değil; iyileşebilmektir. Hayat kaliteniz hiç düşmesin!
Aşağıdaki yazılara da göz atabilirsiniz.